-
1 kaş göz etmek
нэкIэ нашъхьэ фэшIын, енэкIэон -
2 kaş göz etmek
to wink, to make signs with eye and brow -
3 kaş
kaş Augenbraue f; Wölbung f; Biegung f; ARCH (Sattel)Bogen m;kaş göz etmek (jemandem) zublinzeln; mit den Augen zwinkern;kaş yapayım derken göz çıkarmak jemandem einen Bärendienst erweisen;kaşla göz arasında im Handumdrehen;kaşlarını çatmak die Stirn runzeln -
4 kaş
бровь (ж)* * *1) бровьkaş çatmak / yıkamak — нахму́рить бро́ви
kaş göz etmek — подава́ть знак глаза́ми
kalem kaş — то́нкие бро́ви
keman kaş — бро́ви дуго́й
samur kaş — соболи́ные бро́ви
2) архит. маврита́нская а́рка3) изги́б; выступа́ющая часть (чего-л.)yüzük kaşı — коро́нка пе́рстня
4) разг. вал, земляна́я на́сыпь (в огородах, садах и т. п.)5) про́пасть, бе́здна••- kaşla göz arasındakaş yapayım derken göz çıkarmak — погов. оказа́ть медве́жью услу́гу
-
5 kaş
"1. eyebrow. 2. brow, projection. 3. pommel (of a saddle). 4. collet (for a gem). -ının altında gözün var dememek /a/ not to do the slightest thing to irritate (someone). -larını çatmak to frown. - göz etmek /a/ to wink (at); to signal (to someone) with one´s eyes and eyebrows. -la göz arasında in the twinkling of an eye, in a trice. - kemeri the upper margin of the eye socket. - yapayım derken göz çıkarmak to make matters worse while trying to be helpful."
См. также в других словарях:
kaş göz etmek — kaş ve göz işaretleriyle bir şey anlatmaya çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaş — is., anat. 1) Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar Aşçıbaşı, kırçıl kaşlarını biraz daha çatıp karşıma çömeliyor. Y. Z. Ortaç 2) Kemerli ve çıkıntılı şey veya yer Altın yüzük yaptırdım, kaşı sensin sevdiğim Halk türküsü 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük